Merhaba,
Günümüzün yüksek hızlı temposunda, insanlar günlük hayatlarını daha kolay, sağlıklı ve rahat
hale getirmenin yollarını yaşam alanları olan kentsel mekânın tasarımında arıyorlar. 15
dakikalık şehirler konsepti, tam da bunu yapmayı amaçlayan yeni bir kentsel tasarım fikridir.
Sakinlerin temel hizmetlere, olanaklara erişebilmeleri ve evlerinden 15 dakikalık bir yarıçap
içinde çalışabilmeleri gerektiği fikrine dayanmaktadır
.
15 Dakikalık Şehirler konseptini, öne çıkan özelliklerine değinerek sizlere aktarmak istedik.
İyi okumalar…
Kaynak: MoveBuddha.com
15 Dakikalık Şehir Nedir?
15 dakikalık şehir, tüm günlük ihtiyaçların evlerden 15 dakikalık bir yürüyüş veya bisiklet
yolculuğu mesafesinde erişilebilir olduğu şehirler yaratmayı amaçlayan bir şehir planlama
konseptidir. Kompakt gelişim, karma kullanımlı imar ve toplu taşıma, yeşil alanlar ve temel
hizmetlere erişilebilirliğe öncelik verir. Bu konsept, arabalara olan bağımlılığı azaltarak ve
topluluk duygusunu teşvik ederek sürdürülebilir, yaşanabilir ve eşitlikçi kentsel ortamları
desteklemektedir.
Konsept, özünde, günlük hayatı daha kolay hale getirmeyi ve uzun yolculuk ihtiyacını
azaltmayı amaçlayan olmazsa olmaz dört temel planlama ilkesi etrafında inşa edilmiştir.
Yakınlık: Temel hizmetlerin ve toplu taşımaya erişimin sakinlerin evlerine yakın olmasını sağlamaya odaklanır. Buna süpermarketler, sağlık klinikleri, okullar ve insanların günlük olarak ihtiyaç duyduğu diğer temel hizmetler dahildir. 15 dakikalık şehir konsepti, bu servislerle insanların evleri arasındaki mesafeyi azaltarak günlük hayatı daha rahat hale getirmeyi ve uzun yolculuk ihtiyacını azaltmayı hedefliyor.
Çeşitlilik (Arazi Kullanımı ve aktiviteler): 15 dakikalık alan içerisinde, farklı konut, ticari ve kültürel faaliyetleri içeren karma kullanımlı gelişmeyi teşvik ederek daha çeşitli ve kapsayıcı bir ortam yaratmaya odaklanır. Bu, daha canlı ve dinamik bir topluluk oluşturmaya ve sosyal eşitsizliği azaltmaya yardımcı olur.
Yoğunluk: Sürdürülebilirliği teşvik ederken aynı zamanda yerel işletmeleri ve hizmetleri destekleyebilecek bir nüfus yoğunluğu yaratmaya odaklanır. Konsept, birbirine yakın yerlerde yaşayan ve çalışan yeterli sayıda insana sahip olarak, ekonomik ve sosyal açıdan canlı
Her Yerde Bulunma (ubiquity): Temel hizmetleri herkes için erişilebilir ve uygun fiyatlı hale getirmeye odaklanır. Buna sağlık, eğitim ve günlük yaşam için gerekli olan diğer temel hizmetler dahildir. 15 dakikalık şehir konsepti, bu hizmetlerin her yerde kullanılabilir olmasını sağlayarak toplumsal eşitsizliği azaltmayı ve daha eşitlikçi bir toplum yaratmayı hedefliyor.
Özetle, 15 dakikalık şehir konsepti, sürdürülebilirlik perspektifi doğrultusunda yapılı
çevremizi yeniden geliştirmek için ortaya atılan kapsamlı bir şehircilik modeli ve toplum
planlama konseptidir.
Geçmişten Günümüze 15 Dakikalık Şehirler
Carlos Moreno tarafından 2016 yılında geliştirilen konseptin çıkış noktası, Clarence Perry'nin
tartışmalı komşuluk birimi, Transit-Oriented Development veya Isobenefit Urbanism gibi
yakınlık ve yürünebilirlik hakkındaki tarihsel fikirler olarak değerlendirilebilir. Bu fikirlerin
günümüze bir yansıması olan 15 dakikalık şehirler konsepti daha yaşanabilir, sürdürülebilir ve
eşitlikçi topluluklar yaratmaya odaklanan yeni bir vizyon sunmaktadır. İnsanların günlük
aktiviteler için kat etmesi gereken mesafeleri azaltarak ve sürdürülebilir ulaşımı teşvik
ederek, şehirlerde yaşama şeklimizi dönüştürme potansiyeline sahiptir.
Fikir henüz ilk aşamalarında olsa da şimdiden dünyanın dört bir yanındaki şehirler tarafından benimseniyor ve popülaritesinin önümüzdeki yıllarda artmaya devam etmesi muhtemel. Özellikle kentsel hareketliliği doğrudan etkileyen COVID-19 Pandemisi sırasında konsept dünya genelinde teorik olarak popüler hale geldi. Paris belediye başkanı Anne Hidalgo ise, Fransızca’da Ville du quart d'heure olarak yer alan konsepti, seçim sırasında şehir politikasının merkezi haline getirerek konseptin uygulanmasının önünü açtı. COVID-19 salgınının ardından ve Paris'in önde gelen bir örnek olmasıyla birlikte; Roma, Dublin ve Utrecht şehirlerinde de
uygulanmaya başlandı.
Bu örnekler gibi pek çok planlama pratiği ile giderek yaygınlaşan 15 dakikalık şehirler
konsepti, insanların günlük faaliyetleri için kat etmesi gereken mesafeleri azaltarak daha
yaşanabilir, sürdürülebilir ve eşitlikçi toplumlar yaratmayı hedefliyor. Parabol olarak, biz de
bu amaçları çözümlerimize entegre ediyor ve yaşanabilir bir gelecek için çalışıyoruz.
Comments